Tatil, bayram tatili derken blogu biraz aksattım sevgili okuyucularım. Ara ara bloggerlara gelen bir durum aslında yazı yazmada isteksizlik ve motivasyon bozlukluğu. Diyette de öyle değil midir?
Uzun tatiller ve ramazan bütün beslenme düzenimizi değiştirir. Aslında ramazan ayında saatler belirli olduğu için diyet yapmak daha kolaydır ama ah o geleneksel ramazan sofraları olmasa…
Tatilleri hiç saymalım çünkü tatile gidince diyetimizde direk tatile girmiş oluyor…
Bu 1,5 aylık süreçte doğal olarak diyete isteksizlik, motivasyon bozukluğu ve tv programlarında ve reklamlarda dayatılan hadi tatil bitti diyete başlayın dayatması bir hayli can sıkıcı…
Aslında can sıkıcı olan ne biliyor musunuz? Diyetin hala öcü gibi korkulan bir durum haline getirilmesi… Küçükcük miniminnacık porsiyonlar, sürekli bir çiğ sebze dayatması, amanda alkol alıyorsan YASAK! denmesi, yasak yasak yasak…
Kitaplardaki, tv deki veya internet sitelerinde belirli başlı, mot a mot diyet listeleri ile diyetin böyle algılanması malesef motivasyonu ve özgüveni zaten başından bozan etkenler…
Tekrar tekrar söylediğim gibi diyet kişiye özeldir… Eğer size özel, sizin yaşam tarzınıza ve zevklerinize diyet uygun değil ise ve hala kafanızda ben zaten veremiyor başaramıyorum gibi cümleleri tekrar tekrar geçiriyorsanız EVET Başarılı OLAMAZSINIZ!
İlk önce kendinize inanmalı, bu işin hiç zor olmadığını düşünmeli ve motive olmalı… Daha sonra bu işin uzmanı olan DİYETİSYENLERE gidip “size özel” olarak hazırlanan beslenme programlarınızla başlamalısınız!
Önce kendinize sonra diyetisyeninize inandıktan sonra 48’den 38’e inmek hiçde zor olmayacak!
Başarılar!